Gelecek Partisi Genel Lideri Ahmet Davutoğlu’nun katıldığı bir yayında Ulusal Kanal’ın Digitürk’e alınıp alınmamasına ait bir soruya verdiği karşılığın akabinde Ulusal Kanalın maksat gösterdiği eski Digitürk yöneticisi Abdullah Güzeldülger konuştu: “Ulusal Kanal’ın savları gerçekle örtüşmemenin ötesinde zorlama bir hayal eseri olup, siyasi istismar hevesi barındırmaktadır.”
Ulusal Kanal’ın tezine nazaran, Güzeldülger’in Digitürk’te yöneticilik yaptığı periyotta Ulusal Kanal’ın platforma başvurusu kabul edilmedi.
2015-2016 yılları ortasında Digitürk İcra Konseyi Üyeliği vazifesinde bulunan Abdullah Güzeldülger ise TMSF tarafından Digitürk’e görevlendirildiğini ve kanalların Digitürk’e alınma protokollerinin daha evvelki şirket idaresi tarafından belirlendiğini belirtti.
Ulusal Kanal temsilcilerinin misyonda olduğu tarihte kendisiyle rastgele bir görüşmesi olmadığını tabir eden Güzeldülger, “Ancak siyasi materyal yapma istekleri nedeniyle güya benim Sn. Davutoğlu’nun talimatıyla kendilerinin platforma girişini engellediğim tezini oluşturmaya çalıştıklarını şaşkınlıkla izlemekteyim. Sayın Davutoğlu’nun Digitürk’te vazife yaptığım periyotta hiç bir talebi ve talimatı kelam konusu olmamıştır” dedi.
Gelecek Partisi Kurucular Şurası üyeleri ortasında bulunması nedeniyle Ulusal Kanal tarafından amaç gösterildiğini söyleyen Abdullah Güzeldülger, Ulusal Kanal’ın argümanlarının gerçekle bağdaşmayan birer hayal eseri olduğunu lisana getirdi.
Abdullah Güzeldülger, Twitter hesabından şu açıklamayı yaptı:
Geçtiğimiz gün Ulusal Kanal temsilcileri, kurucuları ortasında yer aldığım Gelecek Partisi’ndeki pozisyonumu husus ederek, geçmişte Digitürk’te vazife yaptığım devirde platforma alınmadıklarından bahisle bir ekip gerçeğe uygun olmayan açıklamalarda bulunmuşlardır. Sayın Davutoğlu ile siyasi birlikteliğimiz Gelecek Partisi kurulma evresinde gerçekleşmiştir. Sayın Ahmet Davutoğlu’nun Ulusal Kanal’ın Digitürk’e alınıp alınmama, müracaat yapıp yapmadığı o devirde onun ilgi alanında ve tasarrufunda olmayan bir bahistir.
Bir kanalın platforma hangi kurallarda alınacağı şirket idaresi tarafından biz (TMSF) el koymadan evvel belirlenmiş ve RTÜK’e bildirilmiş bir maddi yükümlülüğü yerine getirme koşulunu içeriyordu. Münasebetiyle bu maddi yükümlülüğü yerine getirme taahhüdünde bulunan şirketlerin platforma alınması süreci idarenin gündemine geliyordu. Birtakım kanal sahiplerinin o periyotta bu kuralları ağır bularak daha düşük bedeller ödeyerek kanala girme istekleri gündeme geliyordu. Fakat kanallar ortasında rekabet eşitliğini ihlâl manasına gelen bu taleplere sıcak bakmıyorduk. Ulusal Kanal temsilcilerinin o devirde benimle bu mevzuda bir görüşmeleri olmamıştır. Fakat siyasi gereç yapma istekleri nedeniyle güya benim Sn. Davutoğlu’nun talimatıyla kendilerinin platforma girişini engellediğim tezini oluşturmaya çalıştıklarını şaşkınlıkla izlemekteyim.
Ulusal Kanal’ın argümanları gerçekle örtüşmemenin ötesinde zorlama bir hayal eseri olup, siyasi istismar hevesi barındırmaktadır. Kanala o maddi koşulları oluşturarak ya da oluşturmadan girip girmedikleri ise, o tarihte idare organının dışında olmam hasebiyle bilgim dışındadır. Kaldı ki, Sayın Davutoğlu’nun Digitürk’te vazife yaptığım devirde hiç bir talebi ve talimatı kelam konusu olmamıştır.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
